16 Ocak 2011 Pazar

artık değişsin

iyi şeyler hakediyorsun. ama yolu çok uzatıyorsun. hep bir şeyler peşindesin. hedefler bitmiyor. hep daha iyisi için tüm çabaların. şu hayatta kendine uyan bir yer arıyorsun. sana uyan bir yaşayış biçimi. ne arıyorsun? yorulmadın mı? hayat sana zor, biliyorum. koşulların ağır. bunları yaşayacağını bilsen belki geçmişteki tercihlerin farklılaşırdı. hata diyorsun belki şimdi o kararlara. üzülüyorsun ama belli etmiyorsun. belki de kızgınsın bilmiyorum. kendine mi, bize mi, bana mı? bu kızgınlık mı yönlendiriyor yaşantını?

bulunduğumuz yerleri, yaşantıları kabul etmek, yaşayıp gidivermek neden bu kadar zor bize? artık hayatın içine gir, yerleş istiyorum. yalnız olma istiyorum.
hayat sen de biraz el ver, olmaz mı?

6 Ocak 2011 Perşembe

bu dünyada iyi olmak

dünya üstünde çeşit çeşit insan var. kimileri özel. benzerleri az. onların herşeyin en güzeline layık olduklarını düşünürüm. bu dünya onları hiç üzmesin, içleri hiç sıkışmasın, hiç kötü şeyler hissetmesinler isterim. ama olmaz...
yine olmamış. dünya iyisi bir insanı üzmüş bu dünya. kıymetini bilememiş. hiç belli etmemiş ama kimbilir neler yaşamış, yaşıyor. neden böyle oluyor? şans bu güzel insanların neden uzağında kalıyor? hiç de haketmedikleri o iç sıkışmaları neden onları buluyor?
kızıyorum, içim eziliyor. "böylesi O'nun için daha iyi olacak"dedi A. bilmiyorum, sonuçta evet başka iyi insanlar için de daha iyi olduğu durumlar oldu, gördüm. tüm kalbimle diliyorum. Ama biliyorum ki sonu ne kadar güzel olursa olsun bugün yaşanmış olanlar yaşanmış kalacak.
Bir de eminim bu güzel insanla konuştuğumda bana "sıkıntılar, çileler ocağın pası gümüşten ayırması içindir. iyi ve kötünün imtihanı, altının kaynatılıp tortunun üste çıkmasıdır" gibi sözler söyleyecek, beni daha çok ezecek.

dünyanın düzeni işte bir şekilde böyle ters bir mantık üzerine kurulu. sen ince olduğunda hayat sanki daha mı hoyrat?

...
ben bu yüzden
incelikler yüzünden
belki daha çok üzüldüm...