28 Ağustos 2012 Salı

Yaz Yazısı

çok zor bekledik biz yazı, çok beklediğimizden herhalde, sanki biraz geç geldi. Kolluklar, simit ve aklınıza gelen envai çeşit deniz nesnesi daha Haziran olmadan ortalıklardaydı.

Derken çok şükür yaz geldi. Evet çok sıcak, ve sıcak çok zor ama ben bugün karar verdim. Ben en çok yazı seviyorum. Kararım kesin :) Gecenin bu vakti, başımı ağrıtmasına rağmen sıcak yüzünden odadaki vantilatörü kapatamıyorum. Ama yine de -yaz çocuğu olduğumdandır belki de - çok seviyorum. Günler uzun, sanki hayat daha çok gibi yazın. Genel bir gevşeklik hali hakim etrafa. Hep bir tatil sohbeti. Gitsen de, gitmesen de.

Evet yaz geldi, ve ne yazık ki bitiyor. Havalar hala sıcak ama bitiyor, anladım ben :( Kendimce en belirgin işaret mağazalarda sonbahar kolaksiyonlarının satışa çıkmış olması. Durun Allah aşkına, ben daha yeni havaya girmiştim. Ne olur biraz daha bekleseniz...Ama onlar ne yapsın, işte Eylül geldi. Aklı tatilin son günlerinde kalmış, bıraksan koşarak tatile geri dönecek ama işe başlamak zorunda kalan biri gibi Eylül. Bu yüzden biraz hüzünlü, aklı karışık.

Biz bu sene Temmuz'da piyangodan bir Ayvalık tatili yaptık. Nedense pek sevmezdim ben Ayvalığı. Oysa sadece bir kez görmüştüm. Bu sefer fikrim değişti. Meğer ne güzelmiş deniz Ayvalık'ta. Sabah 07:00de çarşaf gibi denize girmek, kumsalda koşmak, eve gidip kahvaltı yapmak, sonra yine deniz. Uzunca bir süredir uyumadığım, pek de alışık olmadığım öğle uykularını tatmak. Güzelmiş...


Yaklaşık 1 ay sonrasında da asıl tatilimize çıktık. Biz şimdiye kadar tatilleri hep dedeler, anneanne veya babaanne ile yapmayı seçmiştik. Bu sene ilk kez çekirdek aile tatili yaptık. Meraklıydım gitmeden baya, tatil tatile benzeyecek miydi? Meğerse kızım çok büyümüş benim. Harika bir tatil yaptık beraber.Elbette yordu, yoruldu ama keyfimize diyecek yoktu. Daha nicelerine inşallah...







Tatilin ilk günü kahvaltımızı yaptık, 09:30 da deniz kenarındaydık. Rüzgardan denize giremedi kuzu ama dalgaların ıslattığı iskelede yürüyüş yaptı babasıyla. Heyecanlandı, şaşırdı, eğlendi, ıslandı ve yoruldu. Kuzu o şaşkınlıkla, bizi de fevkalade şaşırtarak saat 10:30da kucağımda uykuya dalıverdi.





Büyük otele gitmeyi hiç istememiştim aslında ama sonra rahat olur diyerek öyle bir otele gittik. Çocuk kulübü Ela'nın yeni sayılabilecek deneyimlerindendi. Zeynep Teyzesi'nin "bu çocuk okula hazır" tespitini haklı çıkarırcasına süper uyum sağladı. Kuralları kabullendi, görevli ablaların talimatlarına uydu, sıra bekledi, sabretti, paylaştı. Evet Zeynepçim, haklısın, Ela kuzu hazır. Baksana koca bir grupla maske bile yaptı. Ama içimdeki "dursun biraz daha evde" sesi daha baskın :)

Ve final. Bitti işte. THE END...