4 Aralık 2014 Perşembe

bugünlerde böyle

Kuzularla hayat doludizgin gitmekte...

Alya değişik bir hatun oldu çıktı. En belirgin özelliği "ısrarcı" ve "sabırsız" olması. Dönemsel mi, yoksa mizacı ile ilgili bir durum mu bunu zaman gösterecek. Ama şaşkınım. Sanki Ela'da bu dönemleri daha rahat geçirmiştik gibi hatırlıyorum. Elbette iki dönem arasında evde tek çocuk olması ve iki çocuk olması gibi "1" fark var. Ve bu "1" fark belki nicelik olarak az ama yoğunluk, derinlik, hacim gibi bilimum özellik açısından baya bloke edici.

Alya kuzu şempanzelik dönemini büyük bir hevesle yaşıyor. Bizim içinse müthiş bir eğlence. Taklit ettiği yegane kişi ise elbette Ela. Bu dönem benim için eğlencenin yanında da bir farkındalık dönemi aynı zamanda. Önemsiz sandığın, öylesine yaptığın bir şeyin çocuğun hayatında aslında ne kadar önemli olduğunu görme dönemi. Durumu bir kaç örnekle açıklayalım; malum kış sezonu ve eş zamanlı olarak "burundan sümük aman ha eksilmesin" dönemi başladı. İki kuzu da aynı durumda. Mesela Ela'nın burnunu siliyorum, Alya anında dibimde bitiveriyor, o küçük başını ileri doğru uzatıyor. Burnunu sildiriyor. Ela'nın saçına toka takıyorum, Alya büyük bir telaşla yanıma koşuyor, saçını işaret ediyor. "Hemen benim de saçıma toka takıla" emrini veriyor. Benim en komik bulduğum an ise Ela'nın kulağıma birşey fısıldaması ve bunu gören Alya'nın hışımla kucağıma çıkıp, ağzını kulağıma dayaması oldu. Örnekler anlatmakla bitmez, eğlencemiz bol çok şükür.



Sabah evden çıkışlarımız aylardır beni en rahatsız eden konulardan. Ela'da da sıkıntılı dönemlerimiz olmuştu. Ela'nın ben evden çıkarken beni görmesi olmazsa olmazımdı. Gerçekten hiç gizlice evden çıktığım olmadı. Şimdi ise istisnasız her gün Ela ve ben gizlice evden çıkıyoruz. Yazarken bile mahvoluyorum, düpedüz suçluluk bu hissettiğim. İşe başladığımda tavrım netti. Ne olursa olsun bizi çıkarken görecekti. İlk aylarda sıkıntı yoktu, çok farkına varmıyordu. ancak yaşına yaklaştığında huzursuz olmaya başladı. Sonra bir gün çok ağladı, ertesi gün çok çok ağladı, bir sonraki gün neredeyse krize girdi ve o gün ben çok korktum. O gün son oldu zaten. O günden beri teyzemiz onu ya balkona çıkarıyor, ya farklı bir odaya götürüyor ve bizim çıkışımızı görmüyor. Teyzemizin söylediğine göre sonrasında bizi aramıyormuş. Farklı bir şey olsa mutlaka söylerdi, teyzemize o konuda güvenim tam. Tabi bunun etkisini ben sabahları çok hissediyorum. Alya bizim hazırlandığımızı farkediyor, beni görüş alanından bir saniye olsun çıkarmıyor kuzum. Yapışık bir şekilde hazırlanıyoruz. Tek tesellim erken kalkıyor oluşumuz ve sabahları 2 saati beraber geçirdikten sonra ayrılmamız.


Ailemizin 4 kişilik haline artık alıştık. Zorlukları kabullendik, tolerans sınırlarımızı genişlettik. Öyle, böyle geçiyor günler, haftalar, kızlar büyüyor, biz büyüyoruz. Çoğu zaman telaşlı, yorgun, bunalmış, genelde mutlu ve her daim yaşadığımız bu günlere, bu günleri bize nasip edene müteşekkir...